Vücudun %60’ını oluşturan, hücrelere hayat veren suyun yeterli oranda tüketilmesi, beden ve zihinsel zindelik adına son derece önemli.
Vücudun %60’ını oluşturan, hücrelere hayat veren suyun yeterli oranda tüketilmesi, beden ve zihinsel zindelik adına son derece önemli. Uzmanlar özelikle pandemi dönemini zihinsel ve bedensel olarak güçlü geçirmek için yeme içme alışkanlıklarına daha çok dikkat edilmesi gerektiğini dile getirirken, pH değeri 7.4’ün üzerinde olan alkali suları tercih edilmesi gerektiğine vurgu yapıyorlar.
Kalori değeri olmasa da 6. besin öğesi olarak sayılan su, sağlıklı yaşamın kilidi olarak kabul ediliyor. Ruhen, bedenen ve zihnen iyi hissetmek için her zaman yeteri kadar su tüketmek gerektiğine dikkat çeken uzmanlar içilen suyun miktarı kadar kimyasal içeriğinin de önemli olduğunu vurguluyor.
“pH değeri 7’nin üzerinde olan suları tercih etmeliyiz”
Suyun özellikle mevsim geçişlerinde yaşanan bahar yorgunluğu ve düşen enerjinin yükselmesi için de bizlere destek verdiğine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzman Berrin Yiğit , “İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde zihinsel ve bedensel enerji için yediklerimiz ve içtiklerimiz konusunda her zamankinden daha özenli olmalıyız. Bu noktada piyasada sunulan takviyeli sulardan faydalanabiliriz. %100 doğal kaynak sularından ihtiyacımıza yönelik seçimler yapmalıyız. Su başlı başına şifadır ama bazı ilavelerle daha da canlandırıcı olabilir. Örneğin ginseng, L-Karnitin, B vitamini takviyeli alternatifler zihinsel ve fiziksel performansı arttırabilir. Özellikle alkali ve zararlı asitlerin vücuttan atılmasına yardımcı, pH değeri 7.4’ün üzerinde olan suları tercih etmeliyiz” şeklinde açıklama yaptı.
Türk toplumunda çoğunluğun halen yeterli oranda su tüketimini alışkanlık haline getiremediğini vurgulayan Yiğit “Türk insanı suyun maalesef tadını sevmiyor ya da fazlaca çay, kahve tükettiği için su içmeye yer kalmıyor. Uzun ve kaliteli yaşam için hepimiz her gün en az 2 litre su içmeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Suların daha da faydalı hale gelmesi için içlerine organik sebze, meyve dilimleri, taze zencefil, tarçın kabuğu, karanfil gibi baharatların eklenmesi hem farklı aromalar hem de katma değer sağlaması adına düşünülebilir. Bunların çok daha profesyonel üretim teknolojileriyle fonksiyonel içecek halinde satılan alternatifleri de artık ülkemizde mevcut” dedi.